Tüm hayatımızı ilgilendiren çok güçlü bir yönümüz var. Bu yönümüz evlenme ya da boşanma, kariyer tercihlerimizi yönlendirme, arkadaşlarımızı uzaklaştırma ya da yakınımızda tutma gibi kararlarımızı doğrudan etkiler. Bu yönümüz fizyolojimizin parçasıdır, insanlığımızı tanımlar ve bizi diğerlerinden eşsiz bir şekilde ayırır.
Bu inanılmaz yönümüz, birçok kişi tarafından göz ardı edilir ve bastırılır: söz ettiğimiz güç, duygularımızdır.
Duygularımızı Neden Göz Ardı Ederiz?
İki sebebi var:
- Birçoğumuz duygularımızı gereksiz bir yük olarak görüyoruz. Onların ne kadar yararlı olduğuna dair hiçbir fikrimiz yok.
- Duygular kafa karıştırıcıdır. Bize mantıklı gelmedikleri için onları görmezden geliyoruz.
Bu iki sebep, bir kısırdöngü halinde birbirini devam ettirir. Duygularımıza ne kadar az dikkat edersek, onların nasıl çalıştığını ve nasıl kullanılması gerektiğini o kadar az öğreniriz. Böyle davranmak, duygularımızın kafa karıştırıcı olarak kalmasına hizmet eder.
Sorun kalıcı hale gelir. Eğer duygularınız çocukluk döneminde ebeveynleriniz tarafından görmezden gelindiyse, siz de yetişkinlik hayatınızda böyle davranmaya devam edersiniz. Kendi duygularınıza kör bir şekilde büyüdüğünüzde, kendi çocuklarınızın duygularına karşı da kör olursunuz. Bu nesilden nesle devam eder. Her nesil mantıksız olduğunu düşündüğü için duygularını görmezden gelir ve doğanın kanunlarına karşı çıkmış olur. Bu durum, giderek daha fazla kişinin daimi bir hayal kırıklığı, öfke ve mutsuzluk içinde yaşamasına neden olur.
Doğanın Kanunları
Yerçekimi Yasasını, Hareket Yasasını ve Görelilik İlkesini düşünün. Bu fizik yasaları, karmaşık dünyamızı anlamamızı, tanımlamamızı ve daha kolay tahmin etmemizi sağlar. Hepsi formüllere dayanır ve matematikle gösterilebilir. Bu yasalar mantıklıdır. Bir elmayı düşürdüğümüzde ya da bir sandalyeyi ittiğimizde ne olacağını biliriz.
Ancak terapi koltuğuna oturan pek çok parlak insan, kendi duyguları karşısında şaşkınlığa uğrar. Kafaları karışır. Çünkü doğanın mantığını kendi hayatlarında uygulayamazlar.
Buna kızmam yanlış.
Nasıl böyle hissedebilirim?
Bu şekilde hissetmem aptalca.
Mutlu olduğunu söyledin ve şimdi değilsin. Hangisi doğru?
Bu şekilde hissetmeyi bırakmalıyım.
Duygular Mantığa ve Doğaya 5 Şekilde Meydan Okur
- Duygularda doğru ya da yanlış yoktur. Duygularımız biyolojiktir. Beynimizden çıkarlar ve istemsizdirler. Bu nedenle ahlak ve etik onlar için geçerli değildir.
Ne yapılmalı: Kendinizi hisleriniz için asla yargılamayın. Seçebileceğiniz nokta, duygularınızdan dolayı nasıl davrandığınızdır.
- Duygular aynı anda yardımcı da olabilir, yük de. Duygular ağır olabilir ve bize ağırlık verebilir. Ancak bunlar hayati bilgi kaynaklarıdır. Onlar vücudumuzun mesajlarıdır. Dinlersek, bilgilenir ve yönlendiriliriz.
Ne yapılmalı: Duygularınızı düşmandan ziyade arkadaşınız olarak görün.
- Karşıt duygular, aynı insanın içinde bir arada bulunabilir. Bir konuda hem memnun olmanız hem de olayların gelişiminden dolayı hayal kırıklığına uğramış hissetmeniz mümkün. Mutlu ve üzgün olabilir, sevgi ve nefreti aynı anda hissedebilirsiniz.
Ne yapmalı: Duygularınızı veya bir başkasınınkileri basitleştirmeye çalışmayın.
- Duygularınız sizi incittiğinde, size daha fazla yardımcı olabilirler. En acı verici duygularımız; en güçlü, en hayati mesajları içinde taşır. Acımız, görmediklerimizi görmemizi ve bilmediklerimizi kabul etmemizi ister. Mesaj ne kadar acı verici olursa olsun, dinlemek de o kadar önemlidir.
Ne yapmalı: Acı verici duygularınız çok değerlidir. Onları kabul edin.
- Duygularınızı kabul etmek, onları hafifletir. Kaçındığımız duygular güçlenir. Bu duygunun hafiflemesinin yolu, onu kabul etmektir.
Ne yapmalı: Bir duygunun gitmesini istiyorsanız, ondan kaçınmayı bırakmalısınız.
Duygular doğru veya yanlış, akıllıca ya da saçma olamaz. Onları seçemezsiniz. Biyolojiniz onları sizin için seçer. Onları sadece olduğu gibi kabul etmelisiniz.
Duygularınız, en büyük motivasyonunuz ve rehberinizdir. Onlar, vücudunuzun mesajlarıdır. Canınızı yakabilirler ama size zarar veremezler. Duygularınızı dinleyin ama onlara gerektiğinden fazla güç vermeyin. Sizin sorumluluğunuz; onları yönetmek, dikkatle paylaşmak ve koşullarını anlamaya çalışmaktır.
Çocuklarınızın duygularının nasıl çalıştığını öğrenmek sizin sorumluluğunuzdadır. Daha sonra onlara duygularını görmezden gelmeye öğretmek yerine, onları nasıl hissedeceklerini, adlandıracaklarını, yöneteceklerini ve paylaşacaklarını öğretebilirsiniz: Bu, Çocuklukta Duygusal İhmalin tam karşıtıdır.
Dr. Jonice Webb, Psikoterapist
Bu makalenin bazı kısımları PsychCentral.com’da yayınlandı, yazarın izniyle burada yeniden yayınlanmıştır.
Çocuklukta duygusal ihmal ile ilgili daha fazla bilgi almak ve nasıl iyileşebileceğinizi öğrenmek için Çocuklukta İhmalin İzi: Boşluk Hissi ve Çocuklukta İhmalin İzi: Çözümler adlı kitaplardan yardım alabilirsiniz.
Dr. Jonice Webb, Psikoterapist