Narsist, sınırda kişilik bozukluğu (Borderline) ve sosyopatik kişilik bozukluğu hakkındaki içerikler, internette en çok araştırılan konuların başında geliyor. Bu kişilik bozukluklarının bir diğer ortak özelliği ise, ilişki kurmak için genellikle çocukluk çağında ihmale uğramış yetişkinleri seçmeleri. Bunun en önemli sebebi, duygusal ihmalle büyüyen yetişkinlerin, ilişkilerinde az yer kaplamayı öğrenmiş olmalarıdır. Kişilik bozukluğu olan kişiler ise çok fazla yer kaplar. Klasik bir zıtlık durumu.
Kişilik bozukluğu olan bir kişiyle ilişki yaşayan kişiler, genellikle kendilerini incinmiş olarak bulurlar. Bu kişiler; kafa karışıklığı, acı, öfke ve çaresizlik gibi güçlü duygular yaşarlar.
İşte narsist veya sosyopatik kişilik bozukluğuna sahip insanlarla yaşadıkları ilişkiler yüzünden rehberliğe ihtiyaç duyan kişilerden aldığım bazı örnek sorular:
“Kaçmak, (boşanmak) olması gereken tek geçerli sonuç gibi görünüyor. Eşimden boşanmak zorunda kaldım, şimdi çocuklarımın zihinlerini hala kontrol ediyor. Şimdi bu yabancılaşmanın acısıyla yaşıyorum.”
“Çocukluğumda yaşadığım duygusal ihmalin sonuçlarını yaşıyorum. Babamın bana yaptıklarının aynısını şimdi başkalarına benim yaptığımı fark ettim. Çünkü beni kırılgan bir benlik duygusuyla baş başa bıraktı.”
Dünya, kişilik bozukluklarıyla mücadele eden insanlarla doludur. Sayılar gerçekten şaşırtıcı. ABD nüfusunun %6’sında narsistik kişilik bozukluğu var. Ulusal Sağlık Enstitüsü’ne göre nüfusun %5,6’sı sınırda kişilik bozukluğuna, %1’i ise anti-sosyal kişiliğe sahip.
Bu sayılar söz konusu olduğunda, bu kişilik bozukluklarına sahip olan kişilerin en az biriyle tanışma, arkadaşlık etme, ilişki kurma veya onlardan birine aşık olma ihtimali oldukça yüksek.
Bu üç kişilik bozukluğunun hepsi farklı özelliklere sahip. Narsistlerin ben-merkezli oldukları bilinmekte. Sınırda kişilik bozukluğu olanların tahmin edilemez ve duygusal olarak yıpratıcı oldukları bilinir. Anti-sosyal kişilikler (veya sosyopatlar) vahşilikleriyle bilinir. Üç kişilik bozukluğu genel olarak iki önemli duyguyu hissetme yetenekleri veya yetersizlikleri ile anlaşılabilir: suçluluk ve empati.
Suçluluk | Empati | |
Narsist | Evet | Hayır |
Sınırda Kişilik | Evet | Evet |
Sosyopat | Hayır | Hayır |
Kişilik bozuklukları ile mücadele eden kişilerin dört temel sorusu şu şekilde:
1) Kişilik bozukluklarına ne sebep olur?
Kesin olarak bilmiyoruz. Ancak bilim bize bunun, genetiğin ve çocukluk deneyimlerinin bir birleşimi olduğunu söylüyor. Duygusal istismar, yanlış davranışların onaylanması, karakteri öngörülemez ebeveynler ve diğer yüzeysel faktörlerin birleşimi kişilik bozukluklarının oluşmasına neden oluyor. Genetik veya yetiştiriliş tek başına bu sorunu yaratmaya yetmez; araştırmaların çoğu, kişilik bozukluklarının bu iki faktörünün birleşiminden ortaya çıktığını gösteriyor.
2) Eşimin / kardeşimin / ebeveynimin / arkadaşımın bir kişilik bozukluğu olduğunu nasıl daha önce fark etmedim?
Öncelikle, bu soruyu sormayı bırakmanızı önermek istiyorum, çünkü kendinizi suçluyorsunuz gibi görünüyor. İnsanların büyük çoğunluğu bir kişilik bozukluğunun ne olduğu veya nasıl tanınacağı hakkında hiçbir fikre sahip değildir. Kişilik bozukluğu olan kişiler sadece iyi ya da kötü değildir. Onlar da tüm insanlar iyi iyi ve kötü niteliklere sahiptir. Bu nedenle ruh sağlığı uzmanlarının bile kişilik bozukluğu tanısı koymak için zamana ve ciddi verilere ihtiyaçları vardır.
Ancak sosyopatlar kendi başlarına özel bir kategoriye girerler. Sınırdakişilik veya narsistlerin aksine, sosyopatların suçluluk hissetme kapasitesi yoktur. Ancak suçluluk duygusu da dahil olmak üzere tüm duyguları taklit etmek konusunda yeteneklidirler. Maalesef sosyopatlar, tanınması en güç gruptur.
3) Kişilik bozukluğu olan insanlar ne yaptıklarını biliyorlar mı? Beni bilerek mi incitiyor?
Sosyopatlar için cevap basit: evet. Birçok sosyopat, başkalarını manipüle etmekten ve incitmekten zevk alır. Yaşamlarındaki insanları satranç taşları gibi görür ve ona göre davranırlar.
Narsist ve sınırda kişilik için cevap çok net değil, çünkü bu iki gruptaki insanlar oldukça kırılgan ve aslında kendilerini korumak için çabalıyorlar. Narsistin en büyük korkusu, kendisiyle ilgili ne hissettiğini görmenizdir: değersizlik. Sınırdaki kişinin en büyük korkusu, onu terk etmenizdir.
Narsistler, size zarar verdiklerinde bunu umursamaz gibi görünürler. Çünkü kendilerini korumaya aşırı derecede odaklanmışlardır. Sınırda kişilikler kendi acıları yüzünden, başkalarına değer vermek için enerji bulamazlar. Bu kişiler hem suçluluk hem de empati yeteneğine sahiptir, ancak bu duygulara çoğu zaman erişemezler.
En narsist ve sınırda kişilikler bile bilerek başkalarına acı vermezler. Onlar, bir porselen mağazasındaki fil gibidirler.
4) Bir zamanlar sevdiğim birinden artık nefret ediyorum. Bu kişiyi hayatımdan çıkarmalı mıyım?
Her şey, bu kişinin ne yaptığına ve onlarla ilişkinizin nasıl olduğuna bağlıdır. Elbette kendinizi ve çocuklarınızı korumanız gerekir. Bununla birlikte, mücadele ettiğiniz kişilik bozukluğunun türü de önemlidir.
Bu kişi bir aile üyesi, eş veya ebeveyn ise ve net tanımla bir sosyopat değilse, bu kişinin yaşadığı acı için kendinizi korumanızla empati arasında bir denge kurmanızı öneririm.
İşte ilişkilerinizi yönetmeniz için bazı öneriler:
- Eşinize asla çocuklarınızın karşısında kötü davranmayın. Çünkü bu, çocuklarınıza zarar verir.
- Kişiyi kendi zihninizde şeytanlaştırmamaya çalışın. Kimse tamamen kötü değildir ve herkesin acıları vardır. Aklınızda bu kişinin pozitif ve negatif özelliklerinin gerçekçi bir tablosunu bulundurmaya çalışın.
- Size acı veren kişiyle ilişkinizi minimuma indirin.
- Nazik, öngörülebilir ve mümkün olduğunca iyi davranın.
- Asla rekabet etmeyin ve onu yenmeye çalışmayın. Bu hepiniz, özellikle sizin için kaybedilmeye mahkum bir savaş olacak.
- Öfkenizin kendinizi korumanıza yardım etmesine izin verin. Ancak öfkenizi asla saldırı ve intikam için kullanmayın.
Bir narsist veya sınırda kişilik sahibi ebeveyn ile ilişkinizi nasıl yöneteceğinizi öğrenmek için Çözümler – Çocuklukta İhmalin İzi, çocukluk çağı duygusal ihmalinin duygusal istismardan nasıl farklı olduğunu ve nasıl iyileştirileceğini öğrenmek için Boşluk Hissi – Çocuklukta İhmalin İzi adlı kitaplardan yardım alabilirsiniz.
Çeviren: Pınar Göker