Bir etkinliğe katıldığınızı, bir anda içerideki kalabalıkla karşılaştığınızda kalp atışlarınızın hızlandığını, bunaldığınızı ve neden oraya geldiğinizi sorguladığınız oldu mu hiç?
Eğer olduysa tebrikler: Siz bir insansınız!
Biz insanlar her zaman sosyal bağlantı arayışındayızdır. Çünkü aidiyet duygusu hayatta kalmamız için kritik öneme sahiptir. Ne zaman yabancılarla dolu bir odaya girersek, grup tarafından kabul edilip edilmeyeceğimizden emin olmadığımız için beynimiz tehdit hissini artırır.
Bu, bir koçluk işi kurmaya çalışan bir koç için dikkate alınması gereken bir zorluktur. Reddedilme korkusu, en iyi koçların bile potansiyel danışanlarıyla tam olarak ilgilenmesini engelleyebilir. Önce bu bağlantı ve reddedilme korkusu süreçlerinin beynimizde nasıl oluştuğunu anlamalıyız. Bundan sonra beynimizin sakinleşmesini ve insanlara bağlanmasını sağlayacak yolları öğrenebiliriz.
Bağlanmak Ne Anlama Geliyor?
Birçok insan bağlantının ne anlama geldiğine dair yanlış inançlara sahiptir. Bağlantının bir kişiyle iyi anlaşmak anlamına geldiği düşünülür ve bu yaygın bir durumdur. Bu durum, insanlara karşı “hoş olmanız” için baskı yaratır. Ancak aslında bağlantının birinden hoşlanmakla ilgisi yoktur. Bağlantı benzer ilgi alanları, inançlar ya da fikirlerle ilgili de değildir. Ve eğer insanları etkilemek için maskeler takıyorsanız, bu aslında sizin bağlantı kurmadığınızı gösterir.
Bağlantı, kişilere gerçek kişiliğinizi olduğu gibi sunmanın bir yolunu bulmakla ilgilidir. Sosyal medyada yarattığınız kişiliğin de bağlantı kurmakla ilgisi yoktur.
Gergin Hissetmeyi Durdurup Bağlantı Kurmaya Başlamak İçin 3 İpucu
Bağlantı kurmak endişe verir. Çünkü bir kişiye güvenlik açığı vermemizle ilgilidir. Bu korku faktörünü ortadan kaldırmak için uygulanabilecek yöntemlerin bazıları şunlardır:
1. Yetersiz Hissetmek Yaygın Bir Durumdur
Dünya tarihinde pek çok önemli figür, kendini yetersiz hissettiği dönemlerden geçmiştir. Aya ayak basan ilk insan Neil Armstrong ve Albert Einstein bunlardan bazıları. Bu hikayeleri duymak bize kendimizin de insan olduğunu hatırlatmalı. Bu güvensizliği pek çoğumuz hissediyoruz. Bu, insan olma deneyiminin doğal ve normal bir parçası. Bu his, bizi birbirimize bağlar. Yabancılarla dolu bir odaya girdiğinizde bunu düşünebilirsiniz. Aslında o odada bulunan herkes, şimdi ya da hayatının belli bir döneminde bu hisle karşı karşıya geldi.
2. Karşınızdakilerin de Sadece İnsan Olduğuna Odaklanın
CEO’lar ve milyarderler gibi güç sahibi kişilere koçluk yapmaya başladığınızda yeterince iyi olup olmadığınızdan endişelenebilirsiniz. Bu insanların en iyiye alışkın olduğunu, herhangi bir hataya zamanları olmadığını düşünebilirsiniz. Bu durum üzerinizde mükemmel olma baskısı yaratabilir.
Bu gibi şüpheler yaşadığınızda sadece derin bir nefes alın ve hepimizin sadece insan olduğunu hatırlayın. Hepimiz aynı şeyleri istiyoruz: iyi hissetmek, dinlenmek, olduğumuz kişi olarak kabul edilmek ve kendimizi güvende hissetmek. Bu zamanlarda kendinize diğer insanlara hizmet edecek koçluk becerilerine sahip olduğunuzu hatırlayın. İnsanların daha az yalnız ve daha çok bağlantılı hissetmelerine yardımcı olabilirsiniz.
Size ihtiyacı olan kişiyle birlikte olmaya odaklandığınızda diğer tüm şeyleri görmezden gelebilir, korkuyu yok edebilir ve koçluğunuza devam edebilirsiniz.
3. Korku Dışındakilere Odaklanın
Sizi gergin hissettiren etkinliklere katıldığınızda, kendinize odaklanacak başka bir iş verin. Böylece endişeli düşüncelerinizden farklı duygulara odaklanabilirsiniz. Başkaları için anlamlı bir neden olmak, bu endişeli hislerin üstesinden gelecektir. Böylece potansiyel danışanlarınızla daha derin, daha anlamlı konuşmalar yapabilirsiniz.
Koçlar olarak, dönüşümün bir gecede gerçekleşmediğini biliyoruz. Ancak bu küçük adımları atmak gerginliğimizi aşmamıza ve daha derin bağlantılar kurmaya başlamamıza yardımcı olabilir.
Herhangi biriyle bağlantı kurmak için gereken biraz pratik, biraz cesaret, biraz hassasiyet ve diğer insanlara açık olma taahhüdüdür.