Neden Kendimizi Yalnız Hissederiz? Böyle Hissetmemek İçin Ne Yapabiliriz?

“Varlığının merkezinde cevabı biliyorsun; kim olduğunu ve ne istediğini biliyorsun.” – Lau Tzu

Sosyal mesafe günleri devam ettikçe, birçoğumuz daha çok zamana sahip olsak da, aynı zamanda daha izole durumdayız. Daha önce bu tür bir deneyiminiz olmadığı için, şu an kendinizi daha yoğun bir biçimde yalnız hissediyor olabilirsiniz.

Aslında daha yoğun hislere sahip olmamız daha iyidir, çünkü bu sayede kendimizi daha iyi anlayabiliriz.

Yalnızlık yeni bir his değil, Covid-19’dan çok daha uzun süredir hayatımızdaydı ve bu izolasyon günleri bittikten sonra da hayatımızda olmaya devam edecek. Yani, ister yalnız hissetmeye alışkın olun, ister bu hisle ilk kez karşı karşıya gelin; bu sizin iç benliğinize bağlanmanız ve gelişmeniz için bir fırsattır. Ama önce yalnızlığın gerçek kaynağını anlamalısınız.

Yalnız Olmak mı, Yalnız Hissetmek mi?

Bazılarımız yalnızken kendimizi çok rahat ve huzurlu hissedebilirsiniz. Bazılarımız ise tek kaldığımız anda kendimizi yalnız hissederiz. Ve bir diğer grup, kalabalıklar ve arkadaşlar arasında olsa dahi kendini yalnız hissedenlerimiz de var.

Yalnız kalmak ve yalnız hissetmek arasında büyük bir fark vardır.

Yalnız olmak, sadece kendi başına olmaktır. Yalnız hissetmeninse, kaç kişi ile birlikte olduğunuzla bir ilgisi yoktur. Yine de kendinizi yalnız hissedebilirsiniz.

Yalnızlık Nedir?

Yalnızlık, kendimiz ve ilişkilerimiz hakkında yargılara ve güvensizliklere kapıldığımızda yaşadığımız bir duygudur.

Konuşacak kimseniz olmadığında, kimse sizi anlamadığında, kendinizi herkesten farklı hissettiğinizde kendinizi yalnız hissedebilirsiniz. Daha önce kırıldıysanız, şimdi insanlara güvenip güvenemeyeceğinizden emin olamayabilirsiniz.

Sadece Skype veya Zoom üzerinden yapılan konuşmalar, size derinden bağlantı kurmuş gibi hissettirmeyebilir. Derin ve anlamlı sohbetler yerine, sadece günlük ve sığ sohbetlerin içinde kendinizi bulabilirsiniz. Bağlantının derinliği olmadığında kendinizi yalnız hissedersiniz.

Belki diğer insanların enerjisine karşı çok hassassınız ve şu an bunu nasıl yöneteceğinizi bilmiyorsunuz ya da çevrenizdeki herkesin sevdiği şeyleri siz sevmediğiniz için kendinizi dışlanmış hissedersiniz.

Spor, Bağlantı Kurmak ve Uyum Sağlamak

Genç yaşlarımdan yirmili yaşlarımın ortalarına kadar arkadaşlarımın çoğu içki ve sigara içmeye başladığında kendimi gerçekten yalnız hissettim.

Ben takım sporlarını severdim. Rekabetçi takım sporları, oyun içinde birbirine güvenme hissi, kalbime dokunan bir bağlantı hissi yarattı. Takım arkadaşlarımla oynamaktan ve antrenman yapmaktan büyük keyif aldım.

Ama benim için bölünme vardı. Maç ve antrenmanlar bittiğinde kendimi yine yalnız hissediyordum. Çünkü maçlardan sonra herkes barlara gidip kutlamalar yapmaktan keyif alırken, ben eve gelip rahatlamayı ve film izlemeyi tercih ederdim.

Zamanımı kendi istediğim şekilde geçirmeye karar verdiğimde yirmili yaşlarımdaydım ama bu yine de zaman zaman kendimi yalnız hissetmemin önüne geçmedi.

Yalnız hissetmenin ilginç yanı, bu şekilde hissetmek için tek başınıza olmanıza gerek olmamasıdır. Bu his, çoğu insan için ortak bir yaşam deneyimidir.

Yalnızlık ve Bağlantısızlık

Yalnızlık yaşadığımızda, altta yatan bir kopukluk hissi mevcuttur. Yalnızlığı çoğu zaman diğer insanlardan kopuk olmakla ilişkilendiririz, bu doğrudur. Ancak yalnızlığı gerçekten anlamak için, kendimizden ne kadar kopuk olduğumuzu anlayarak işe başlamamız gerekir.

Takım arkadaşlarım bara giderken eve döndüğümde kendimi yalnız hissediyordum, çünkü bir parçam onlarla bağlantıda olma hissini korumak istiyordu. Bir parçam onlara katılıp, ne yapıyorlarsa onu yapmayı isterken, diğer bir parçamın bunu yapmaya dair hiçbir arzusu yoktu.

Kendimi onlarla dışarı çıkmadığım için yargıladığım sürece yalnız hissettim. İçimde kopukluk hissi yaratan kendimi kabul etmiyordum.

Farklı olduğumu kabul etmeye başladığımda, kendime zaman ayırmayı ve evde sessiz bir gece geçirmeyi sevdiğimi fark ettiğimde, yalnızlık duygusu kaybolmaya başladı. Artık kendimi yargılamadan tek başımayken huzur duymaya başlayabiliyordum.

Bundan sonra bir daha yalnız hissetmedim. Ama neden kendimi yalnız hissettiğimi anladım. Kendimle vakit geçirmekten zevk aldığımda yalnızlık kaybolurdu. Bu, güçlendirilmesi gereken bir kas gibiydi.

Hayatımın bu dönemini düşündüğümde, arkadaşlarımın onlarla dışarı çıkmadığım için beni hiç yargılamadığını fark ettim. Onlara her zaman katılabilirdim. Beni olduğum halimle kabul ettiler. Kendimi kabul etmeyen sadece bendim ve kopukluğun ve yalnızlığın esas kaynağı buydu.

Bağlantıyı Bulmak

Tüm bunlar insan ilişkileri söz konusu olduğunda bir keşiş gibi yaşadığım anlamına gelmiyor. Evet, yalnız kalmayı seviyorum, ama aynı zamanda insanlarla bağlantı kurmayı da seviyorum.

Derin konuşmalar yapmayı seviyorum. İnsanları tanımayı çok seviyorum. Seninle konuşuyorsam, kim olduğunu bilmek istiyorum. İnsanları kendileri yapan şeyleri anlamak için hiç bitmek bilmeyen bir merakım ve onların acısını hissetmeye dair hassasiyetim var.

Düşünceler daha duygusal tepkiler, bu duygusal tepkilerse daha derin düşünceler yaratır. Bu, kendini beslemeye devam eden bir kısır döngüdür. Ve sonra başka insanlarla beraber olduğumuzda da kendimizi yalnız hissetmeye devam ederiz. Çünkü kendi zihnimizde sıkışıp kalmışızdır.

Kalbimiz, bağlantı hisseden tarafımızdır. Kalbimizle bağlantı içinde olduğumuzda kendi başımızayken de huzur içinde oluruz. İnsanlarla birlikte olmak için yalnız hissetmeyi beklemek zorunda değiliz. Önemli olan, bu seçimlerin kalbimizden akmasına izin vermektir.

Eğer kendinizi kırılmış, utanmış ya da bağlantısız hissettiren zorlu ve travmatik yaşam deneyimlerinden geçtiyseniz, kalbinize bağlanmakta zorluk hissedebilirsiniz. Belki de hiç aidiyet duygusu hissetmediğiniz ve hep bir güvensizlik içinde yaşadığınız için başka insanlarla bağlantı kurmakta zorlanabilirsiniz. Bunların hepsi normaldir.

İşe kendinizle bağlantı kurarak başlarsanız, başkalarıyla bağlantı kurmanız çok daha kolay olacak ve kendi başınıza olduğunuz zamanlarda aynı ezici yalnızlığı hissetmeyeceksiniz.

Peki, yalnız hissettiğinizde kendi kalbinize bağlanmak için ne yapabilirsiniz?

Meditasyon

Meditasyon bize kendi içimizde nasıl sessiz bir alan bulabileceğimizi öğretir. Bu, basit bir durgunluk ve kabul etme halidir. Sadece sessizlik içindeyken taşıdığımız yükü kavrayabiliriz. Ancak unutmayın, herhangi bir beceriyi öğrenmek gibi, meditasyonu öğrenmek de pratik gerektirir.

Hissi Takip Etmek

Sadece sessizce oturmak ve yalnızlığınızla birlikte olmak için zaman ayırın. Yargılamayın, sadece hissedin.

Zihniniz düşünceler, duygusal tepkiler, hikayeler arasında dolaşırsa bunu kabul edin ve farkındalığınızı yalnızlık hissine geri getirin. Meditasyon pratiğinin değer kazandığı yer burası, çünkü size nasıl basitçe var olabileceğinizi öğretir.

Bilinçli olarak yalnızlık hissini kabul ederseniz, yalnızlığınızın kaynağı hakkında daha fazla bilgi edineceksiniz.

Meraklı Olmak

Yaptığınız her şeye, yargılayıcı olmayan bir merakla yaklaşın. Bu, kendinizi ciddi anlamda yargılamamanızı sağlar. Merak, işleri daha keyifli hale getirir.

Ve unutmayın, yalnız değilsiniz!

Aynı duygulara ve düşüncelere sahip olan ve kendini yalnız hisseden bir sürü insan var.

Kendi yalnızlık deneyiminiz hakkında daha fazla şey anladıkça, başkaları hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuzu keşfedeceksiniz. Yalnızlık insan deneyiminin doğasında vardır ve dünyanın bu duyguyu anlayan daha fazla insana ihtiyacı vardır.

Bizi bir araya getiren şey anlamaktır. Ve anlamak, bir bağlantı kurma şeklidir.

Ben Fizell