“Kendime adaletim”i sorguladığım bir günde karar verdim

Eğitimlere katılıp, Ahuna ve Seninle Başlamadı adlı kitapları okuyan Sevgili Şengül Aykın, o kadar keyifli bir geribildirim yazmış ki sizinle de paylaşmak istedim. Kendisinin izniyle paylaşıyorum.

Merhaba Umut,

“Kendime adaletim”i sorguladığım bir günde karar verdim aslında bu eğitimi almaya…
Adaletsiz olmanın daha adaletli bir yolu yok Şengül diyerek 😊

Karmaya inanan, ilahi güce de sığınan, yerine göre Lady Gaga, beklenmedik anda Rahibe Terasa gibiyim aslında.
İlk geldiğimde Yeşim’in, “Her şeyi bir kenara bırak. İşini, gücünü, yaşını… Sen kimsin?” sorusuna verdiğim cevap da buydu: HAYALPERETSİM. DENGESİZİM.
Ya uçarım mutluluktan ya dipteyim depresyondan.
Ya ağlarım hıçkıra hıçkıra ya gülerim cenazenin ortasında.

Ve o gün anladım ki;
“Ben Şengül.
36 yaşındayım.
12 evlatlı bir babanın ilk göz ağrısıyım.
Tipik bir terazi burcuyum.
Çocukları çok severim.
Eğitimciyim.
Ama hep sahnelerdi hayalim. Olmadı. Coğrafya kaderdir diyen İbni Haldun’u yalancı çıkarmadık diyelim 😊” diye yaptığım tanımlamaların asıl ben olmadığını…

Ben, kim olduğumun asıl şimdi farkındayım.
Ben, #Ahuna ile “önsüz” sandığı “yargılarıyla” tanışan Şengül!
Ben babasının prensesim dediği, annesinin gönlündeki “tarifini” bilmeyen doğmamış bir kız çocuğu.
Ben, otu böceği seven, gökteki buluta şarkı söyleyen Yusufçuk Kuşu.
Her sabah bir masala uyanan ve kahramanını dışarda arayan Kül Kedisi.
Aynı zamanda etrafındakileri her sabah bir masala uyandıran ve onlara kahramanlık yapabilmek için duygularını maskeleyen Spiderman.
Bu dünyadan olmadığını savunan ama dünyaya kazık çakmaya çalışan masum işçiyim ben.
“Okudukça” aydınlandım sanıp sabaha fitili bitmiş gaz lambasıyım bazen.
Mahallenin her şeye vakıf bakkal Mehmet Amcasıyım. Veresiye yazan, verdiğinde almak isteyen ama söyleyemeyen. Vermeyince de aylar sonra defteri insanların önüne getiren.
Sabır sandığım, kurbanı oynamak için biriktirdiğim “veresiyelerimmiş” benim.

Ben, her eğitimden sonra ayna karşısında kendimle konuştum Umut.
Döner koltuğunda keyif yapan sabotajcım da vardı yanımızda. Dinledim, susturdum, anladım, -mış gibi yaptım. Her yolu denedim. Ama yol almadığımı sadece durup dinlendiğimi “SENİNLE BAŞLAMADI” kitabı ile fark ettim.

İnanılmaz değişimler oluyor bünyemde (İnanılmaz olduğu için sanırım inanıyorum 😊 çünkü imkansıza hep meylim vardır😊😊)

Mesela;
o 29 harften hangilerini bir araya getirsem de cevap versem diye düşünmeye başladım partnerime. Özellikle kırıldığımda yapıyorum bunu. Zaten düşünürken bir bakıyorum kaygım, korkum, öfkem adı her neyse geçmiş. Ve cevap ver(e)meden konu kapanmış. Hooopppp kavga yok 😊

o Annemi aramaya başladım her gün. Aldığım eğitimi ve yaralarımı sarmak istediğimi anlattım. Onun hayatımdaki rolünü hissettim ve onu kabul ettim. Kadın şokta 😊 o da böyle bir yakınlık beklermiş. O bana ben ona her gün bir şeyler anlatıyoruz.

o Babama neden koşulsuz sevgi besleyip annemi inkar ettiğimin sebeplerini buldum kitapta. Altını çize çize, kere kere okudum. Üşenmedim oturdum soy ağacı yaptım kendime. Oldum olası severim görsel şemalarla çalışmayı 😊 baktım evet, yedi göbek ötemde bile bir sorun mevcut. Canım ailem, yememiş içmemiş acıyla beslenmiş! Dedim benle başlamadı ama benle bitebilir. Kocaman harflerle bunu yazdım her yere. Not defterime, beynime, pelüş battaniyemim tüylerine… inandım ya bir kere, bitecek…

o “Neden beni mutlu etmiyor?” sorusu yerine “Mutlu olmayışıma neden olan şey ne?” sorusu ile tanıştım. Harika bir dönüm noktası oldu bu.
Sorunun cevabı Ahmet, Mehmet değilmiş ki. Kendimi yerine koymayı seçtiğim kişilermiş. Ben de diyorum her gelen aynı geliyor, Allah’ım kader mi bu 😊 Değil!
Annem bu! İnkar ettiğim.
Babaannem bu! Anne deyip yanında yetiştiğim.
Babam bu! Koşulsuz kabul ettiğim.
X abla bu! Annem yerine babamın tercih ettiği.
Dedem bu! Yıllarca babaannemi üzmesini izlediğim.
Kardeşlerim bu! Hepsine abla olurken hiç ablaları olamadığım.
Akrabalarım bu! Mutlu evlilikleri olmayan.

Sensin bu, Umut! Bir yerde sen! Bir yerde Yesim ! Bir yerde Tugba, Ayça, Meltem! Sizsiniz! Benim dışımda kendimi yerine koymaya çalıştığım niceleriniz…
Sayenizde kendi koltuğuma oturdum ben.
Rahatmış aslında. 😊 Az biraz yadırgıyor insan, yalan yok. Ama ben artık KENDİMLE seviyorum sevdiğimi. KENDİMLE anlamaya çalışıyorum karşımdakileri. Vardır bir hikayesi diyorum. Yedi kat yabancıya değil anneme sesimi duyuruyorum…

4 modül deyip geçmemek lazımmış. 4 haftada 36 yıl önceye götürüp koydunuz beni. Biriniz araç kiraladı, biriniz koltuğa yerleştirdi, biriniz rotayı gösterdi. Hatta biriniz yolda sıkılmayayım diye müzik listesi hediye etti… Gidiş sancılıydı bakma, ama dönüş harika. Meğer ne çok doğal unsur varmış bu yolda 😊

Özetle, kendime merakımı hoş görüp bana yazma fırsatı tanıyan güzel insan, yolumda kilometren var.
Bilesin.
Sevgiyle kal…

Şengül…

www.solaunitas.com