Uzun zamandır doğal olan her şeye ters şekilde yaşadığımızı hissettik.

“Ve insanlar evde kaldı. Ve kitap okudular, dinlediler, dinlendiler, egzersiz yaptılar, sanat yaptılar, oyunlar oynadılar ve yeni var oluş yollarını öğrendiler ve yerlerinde kaldılar. Ve daha derinden dinlediler. Bazıları meditasyon yaptı, bazıları dua etti, bazıları dans etti. Bazıları gölgeleriyle karşılaştı. Ve insanlar daha farklı düşünmeye başladı.” – Kitty O’Meara

İçinde bulunduğumuz salgın birçok insan için kafa karıştırıcı ve zor zamanları beraberinde getirse de, insanlığa şüphesiz zorlu dersler öğrenmek için inanılmaz derecede nadir bir fırsat sunuyor. Bu derslerin, bu gezegende bir şeyler yapma şeklimize dair çok ihtiyaç duyulan bir perspektif değişikliğini tetikleyeceğine ve yeni bir sayfa açmamıza olanak sağlayacağına inanıyorum.

Uzun zamandır doğal ve kutsal olan her şeye ters şekilde yaşadığımızı hissettik. Ne insanlara ne de dünyaya hizmet etmeyecek bir şekilde yaşıyorduk ve yine de bunu durdurmak için gücümüz yoktu.

Sanki hepimiz bu makinenin bir parçasıydık ama kimse bir durdur düğmesini bulamıyordu. Bu durdurma düğmesi bize doğadan geldi ve bu hayal edebileceğimiz her şeyin ötesinde gerçekleşti.

Son birkaç hafta içinde önceliklerimizde büyük değişimler oldu. Gıda ve sağlık ürünleri satışları artarken; yeni giysilere, makyaj malzemelerine, yeni arabalara o kadar da ihtiyacımız olmadığını gördük.

Ardından garip bir düşünce zihnimizde yer etti: Bir şekilde, hayat bir daha asla eskisi gibi olmayacak.

Sanırım hepimiz geleceğin nasıl olacağını ve bu salgının bir şeyleri yapma şeklimizi nasıl değiştireceğini merak ediyoruz. Ve bu bakış açısı değişikliğinden kaçmamızın herhangi bir yolu yok.

İşte bu pandemiden öğrendiğimiz altı değerli ders:

1) Durgunluğun Gücü

Hayatlarımız durakladı. Birçoğumuz evden çalışmak durumunda kaldı. Ve gerekmedikçe çok uzun süre daha seyahat edemeyecek gibi görünüyoruz.

Bununla bize durgunluğun gücü ve yavaşlama fırsatı verildi. Bir virüs dışında dünyamıza bu duraklama gücünü verecek başka bir durum yok. Bu büyük olasılıkla bir daha asla elde edemeyeceğimiz bir fırsat (ve ironik bir şekilde, bu fırsatı bir daha asla elde etmemeyi umuyoruz).

Bu nedenle, şimdi her zamankinden daha fazla kendimizle olma zamanı. İyileşin, duygusal tıkanıklıklarınız üzerinde çalışın, meditasyon ve yoga yapın. Daha önce vaktiniz olmadığı için yapamadığınız iç işlerinizi yapmak için bu fırsatı kullanın. Eğer kişisel dönüşüm için doğru bir zaman olsaydı, bu şimdi olurdu.

Ve evde kaldığımız bu dönemin sonunda belki de daha sessiz ve daha huzurlu bir hayat yaşamanın ne kadar değerli olduğunu göreceğiz.

2) Arkadaşlar ve Aile Her Şeydir

Muhtemelen bu yolculuğun birçok insan için en zor kısmı arkadaşlarından, ailesinden ve sevgilisinden ayrı kalmaktır. Peki, kim bu salgının insan etkileşimini artırdığını düşünüyor? Ben böyle düşünüyorum.

Bağlantı, duygusal ve zihinsel refahımız için kritiktir, ancak çoğu zaman değerini anlamayız. Bu salgın bittiği zaman insanlar birbirlerine daha önce hiç olmadığı kadar coşkuyla ulaşacak ve herkes sevdiklerini tekrar görmek için çok heyecanlanacak. Ve belki biraz daha cesur olabilir, gülümsemelerimizi ve selamlarımızı daha önce tanımadığımız kişilerle paylaşabiliriz.

3) Dünya Kapanmış Olsa da Doğa Gelişmeye Devam Eder

Birçok insan için bu süreçte doğa bir hayat kurtarıcı oldu. Bahçelerimizde, balkonlarımızda zaman geçiriyor, ilk fırsatta kendimizi bir parka atıyor, evimizde kendi yiyeceklerimizi yetiştiriyoruz. Ya da sadece temiz hava ve biraz güneş ışığı için penceremizden başımızı çıkarıyoruz. Doğanın dinginliği, bu dönemde güvenebileceğimiz bir şey haline geldi. Dünya dururken, doğa sabit kaldı.

Sessiz şehir merkezlerini ele geçiren vahşi hayvanların ve yüzlerce yıldır fark edilmedikleri sulara dönen yunusların içinde olduğu inanılmaz hikayelerle karşılaştık. Doğa asla durmaz. Ve üzücü gerçek şu ki, daha az insan faaliyeti, doğanın yaşamımızda görmediğimiz şekilde gelişebileceği anlamına geldi.

Doğanın tüm güzelliğiyle geliştiğini görmek, doğayla birlikte gelişebileceğimiz yeni sistemler yaratmamızı sağlayacaktır. Temiz havamızı ve nihayet bize yaklaşacak kadar güvende hisseden hayvanları kaybetmeyi düşünmeye dayanamıyorum. Belki de bu, ihtiyacımız olan büyük uyanma çağrısı olacaktır.

4) Maddi Değerler Hiçbir Şey İfade Etmiyor

Daha önce de belirttiğim gibi, bu salgın bizi önceliklerimizi tamamen yeniden düzenlemeye zorladı ve bunun iyi bir şey olduğunu düşünmeden duramıyorum. Sağlığınız, güvenliğiniz ve gıdaya erişiminiz tehlikeye girdiğinde tüm mallarınız ne işe yarar? Bu salgın bize neye öncelik vermemiz gerektiğini hiç düşünemeyeceğimiz yollarla öğretti. Aslında ne kadar azına ihtiyacımız olduğunu görmek, bizi aslında neyin gerçekten mutlu ettiğine ışık tuttu.

5) Sağlığımız Altın Değerindedir

Sağlık, risk altında olana kadar, yeterince önem vermediğimiz bir şeydir. Sağlığımızın tehlikeye girme ihtimali, birçoğumuzun dengeli beslenmeye ve kişisel temizliğe daha fazla önem vermesine neden oldu. Hatta bazılarımız bağışıklık sistemimizi güçlendirmek için koruyucu önlemler almaya başladı.

Ciddi fiziksel rahatsızlıkları olmayan, çalışan bir bedenimiz varsa minnettar olmalıyız!

6) Temel İşleri Yapanlar Kahramandır

Her iyi hikayenin bir kahramana ihtiyacımız var ve şu anda gezegenimizin içinde olduğu hikayedeki kahramanlar, temel işleri yapanlardır. Sağlık çalışanları, otobüs şoförleri, kargo kuryeleri ve süpermarketlerde çalışanlar. Bunlar her şeyin devam etmesini sağlayan ve bunu yapmak için her gün sağlık ve güvenliklerini tehlikeye atan insanlardır.

Geçmişte, bu mesleklerin birçoğu az beceri gerektiren veya çok fazla parayı hak etmeyen işler olarak kabul edildi, ancak şu anda bu insanlar olmadan ne yapacağımızı bilmiyoruz.

Umarım gelecekte bu meslekler büyük saygı görecek ve cephede savaşan askerler hatırlanacak. Bu salgın bize bir şey öğrettiyse, hiç kimseyi hafife almamamız gerektiğidir.

Tüm Bunların Sonucu Ne Olacak?

Herkesin bu krizden sonra neler olacağını ve yaşama biçimimizi gerçekten değiştirip değiştirmeyeceğimizi merak ettiğini düşünüyorum. Dersleri öğrenecek miyiz, yoksa daha önce olduğumuz şekle mi döneceğiz? Yani, sağlıksız “normalimize”.

Bunu henüz bilmiyoruz. Ancak bireyler olarak kendi seçimlerimizi yapabiliriz. Ve tüm farkı yaratacak olan, bireysel tercihlerimizdir. Her zaman olduğu gibi, bireysel değişim ve dönüşüm, bize zaferi getirecektir.

Arabella Lumley

Çeviren: Pınar Göker


E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir